10 Haziran 2007 Pazar

hep ziyaret ettiklerimden biri...

Günümüzden yaklaşık on yıl önce, internet henüz bu kadar kullanıcıya erişmemişken, dünyanın herhangi bir noktası ile bağlantı kurmak, o noktanın nabzını tutabilmek hayaldi. Bu gün ise birçok alanda ulaşmak istediğimiz her şeye ulaşabiliyoruz. Bu sistemin mutlak olarak en büyük parçası web siteleridir. Bir çok sektörün, kişi ve kurum gibi, reklam sektörüne hizmet eden bilgi alabilme imkanı sağlayan, yeni gelişmelerden haberdar eden bir çok web sitesine aynı zamanda reklamın kendisi içinde bir mecra olan internetten ulaşabilmek mümkün. http://adsoftheworld.com/ da bu sitelere iyi bir örneklerindendir.
Site içerisin de gezerken karşılaşabilecekleriniz;
Öncelikle site geniş bir reklam arşivine sahip TV, radio, print ve ambient seçeneklerine ulaşabilmeniz mümkün. Dünya çapında bilinen international ve national birçok markanın commercial ads ve pirint ads aynı zamanda out-door ve radio ads’ine ulaşma olanağına sahip her ziyaretçi. Bence site print ve commercial ads açısından oldukça güçlü hemen hemen tüm örneklere ulaşabilmeniz mümkün. Fakat out-door ve radio ads konusunda bir az daha geliştirilse örnekler çoğaltılsa daha zengin ve tatmin edici bir arşive ulaşabilir. Bununla birlikte online ads ulaşma imkanına da sahipsini. Sadece online olarak yayınlanmış bir çok reklama ulaşabilmek mümkün.
Oldukça enteraktif bir site olduğu da muhakkak, arşiv içerisinde ki her reklamı yorumlama imkanına sahipsiniz tabi ki bunun için önce sitenin üyesi olmanız gerekiyor. Her reklamın altına anında görüşlerinizi bildirebilirsiniz.
Dünyanın birçok ülkesinden üyesi olan bu site içerisinde insanlar birbirlerinin yorumlarına da yorum getirebilme şansına sahipler. (hatta bazen bir reklam hakkında oldukça ilgi çekici tartışmalarla karşılaşmanız mümkün)
Arşiv içerisinde karşılaştığınız her reklamın hangi ajansın ve ajansın müşterinin adını görebilmek mümkün. Bu sayede dünya da reklam sektöründen irili ufaklı bir çok ajandan da haberdar olabilirisiniz.
Dünya üzerinde bir çok bölgeden reklam çalışmasını arşivinde bulunduran ve sürekli olarak güncellenen bu site içerisinde bölgelere göre ayrılmış olarak da işleri görme şansını sunuyor. Örneğin Asya’ya yönelik ya da Asya kıtasında yapılan işleri bir arada bulabilmeniz mümkün. Bunun için tek yapmanız gereken sayfanın sağ köşesin de bulunan “region” alanından bir bölge seçmek.
“region” alanının hemen altında bulunan “industry” markalarına ve ürünlere göre kategorilerine ayrılmış alandan alkollü içecekten, otomotive kadar her alanda reklama ulaşabilmek mümkün.
bu bölümün hemen altında içerde kaç ziyaretçi olduğunu ve kaç üyenin çevrimiçi olduğunu da görebilirsiniz. Bu iletişim kurabilmek açısından ve sitenin ziyaretçi potansiyelini sergileyebilmek açısından oldukça önemli bence.
Sayfanın sol köşesinde ise ilk başta site haritası ile karşılaşıyorsunuz. İlk sırada siteye ilk girdiğinizde de karşınıza çıkan arşiv kısmı var.
Arşiv kısmının hemen altından forum başlığı var ve eğer üyeyseniz dilediniz görüşü bildirmeniz ve diğer üyeler ile iletişime geçmeniz mümkün. eğer üye değilseniz sadece yazılanları okumakla yetinmelisiniz. Bu sayede sizin için öneml olan bir bilgi araştırmayı yazabilir ve yazınızın diğer üyeler tarafından nasıl yorumlandığına da bakabilirsiniz.
Oldukça geniş ziyaretçi potansiyeli olan bu sitenin içerisinde aynı zamanda site yöneticilerin hazırladığı ve sıklıkla güncellediği bir de blog var. sektör içerinde deki önemli gelişmeler ve ilginç bir reklam, yada bir reklam terminolojisi ya da bir Pazar araştırması üzerine yazılmış yazılara rastlamak mümkün. tabi ki her blog da olduğu gibi bu blog da üye okuyucuların yorumları mevcut.
Site hakkında ki görülerinizi bildirebileceğiniz ve her ziyaretçiye açık olan bir de feedback alanı mevcut. Böylece görüşlerinizi, şikayet ve beğenilerinizi bildirmeniz mümkün.
“respect” adlı alanda tema ile ilgili blog sahibiyseniz bu alanda diğer reklam meraklılarına blog adresinizi ilan edebilirsiniz.
Aynı zaman da sitenin kardeş site olara belirttiği sitelerden de gene adsoftheworld.com’un genel teması ile bağlantılı sitelere ulaşabilmek mümkün.

Site hakkında benim genel görüşüm. Reklam sektöründe dünyanın nabzını tutmak istiyorsan bence büyük ölçüde buna yardımcı olabilen bir site. Evet, bazı eksikleri var. Bazı mecra örneklerinde biraz eksik ama onun dışında bence oldukça faydalı. Özellikle üyerlerin kendi blog adreslerini koyabilmesi ve sitenin kendi blog hizmeti açısından.
Bununla birlikte her yayınlanan her reklam yayınlayan bir site olması ve bunu yoruma açık yapması ve tüketicinin ne düşündüğünü aklından neler geçtiğini ölçmek açısından da oldukça önemli. Site zaten banner olarak reklam alan bir site değil sanırım bunu sebebi zaten baştan başa reklama dayalı olması.( tabi bu sadece bir ihtimal. Zaten böyleyse bence site içerisine eklediği reklamlar için para alıyor olabilir. Yada bu siteyi gerçekten reklam severlere hiçbir karşılık beklemeden bir hizmet veren olarak mı algılamamız gerekecek)
Adsoftheworl.com benim internet de bulunduğum zaman dilimi içerisinde sıkla ziyaret ettiğim ve bundan zevk aldığım ve sektör hakkında bilgi edindiğim nadir web sitelerinden biri. Herhangi bir web sitede olması gereken enteraktiflik ve sürekli güncelleme bakımından oldukça güçlü bir site. Bence en azından bir reklam öğrencisi için ve reklamda hoşlanan herkes için birkaç eksiğini tamamlaması gereken ama bunun dışında oldukça iyi, ziyaret edilmeye değer bir adres.

pazar-lama



İletişim ve bilişim sistemlerinde yaşanan gelişmeler ve değişimler her alanda etki yarattığı gibi ticaret ve pazarlama alanında da kendini göstermekte. Özelikle 1990lar sonrasında internetin hayatımıza girmesi ve iletişimin enteraktif boyut kazanmaya başlaması ticaret de ve pazarlamada geçmişte yaşanan değişimlere oranla hızlı bir değişim süreci meydan getirdi. Bu gün ise ticaret ve pazarlama kavramlarının başına elektronik kavramı eklendiği görülmekte. Bu günün ve dünün pazarlama anlayışı arasında temelde bazı ortak noktalar olsa da gözle görülür farklılıklar olduğu vardır.
İnternetin hayatımıza girmesi ve 90’lı yılların ortasın da evlere girebilir hale gelmesi ile birlikte ticaret kabuk değiştirmeye başladı. Daha öncesinde tüketiciye uzak duran ve bir çok farklı elden geçtikten sonra tüketici ile buluşan ürün ve hizmet internet ile birlikte daha hızlı ve bariyersiz hale geldi. Aslında elektronik ortamda gelişen bu ticaretin sinyalleri önceki yıllarda verilmeye başlanmıştı. Daha öncesinde şirket içi ve şirketler arası kullanılamaya başlanan bu sistem intranet ve extranet olarak adlandırılıyordu. 90lar sonrasında gelişen internet kavramı erişimin kolaylaşması ile üçüncü kişiler ve kanallar devreden kalkabilir hale geldi. İnternet kullanımının yaygınlaşması ile ciddi bir alan haline gelen internet; tüketici acısından istenilen anda alış-veriş imkânı ve istediği ürüne hızlı bir şekilde ulaşma imkânını sağladı. Geleneksel sisteme bakıldığında tüketiciye hem uzak hem yakın bir sistem gözükmekte. Yakın gözüküyor çünkü tüketici ürüne dokunabilmekte, aracı olan satıcı ile birebir ilişkiye girebilmekte ve kararını görerek verebilmekte idi. Fakat geleneksel ticarete bakıldığında tüketicinin daha sınırlı seçeneklere sahip olduğu ve üretime daha az katkı sağladığı görülmekte. Çünkü geleneksel sistemde iletişim ve etkileşim minimum düzeyde, bireyler isteklerini dile getirebilecekleri ve kısa vadede bu isteklere sahip olabilecekleri bir surum söz konusu değil. Tüketici görüşlerini dile getirebilme imkânına sahip oldu e-ticaret sayesinde. Bununla birlikte üreticinin de tüketiciye ulaşma imkânı arttı. Söylediklerinin havada kalma ihtimali biraz daha azaldı. Sonuçta enteraktif düzene ayak uydurabilmiş üreticiler, şirketler, markalar müşterileri ile tüketicileri ile birebir konuşabilir hale geldi. Bu sayede tüketicide kendi isteklerini dile getirebilirken, üreticiler ve markalar tüketicinin nabzını daha iyi tutar hale geldi.
Geleneksel sistemde hem B2B hem de B2C daha uzun süren ve maliyetli bir takım şamaları beraberinde getiriyordu. Tedarikçilerden tüketiciye kadar büyük bir hiyerarşik düzen içinde hareket eden bir sistem söz konusu idi. Fakat internet ile daha hızlı iletişim meydana gelirken bu hiyerarşik sistemde kendi içinde çözülmeler yaşadı. Tüketiciye kadar olan süreçte maliyet düştü, stok tutma ve depolama da küçülmeler yaşanırken, internet en önemli raf halini aldı böylece insan gücünden de tasarrufa gidildi. Önceden büyük çaplı şirketler ve markalar ulusal ve küresel olarak ticaret yapabilirken bu gün elektronik pazarlama sayesinde orta çaplı ve küçük şirketlerde istedikleri noktaya ulaşabilir hale geldi. Bunun için şirketlerin tek ihtiyaç duyacakları mecra düzenli olarak güncellenen web adres ve iletişim için mail adresi. Bu sayede şirketler kendi verilerini oluşturabildi ve müşterileri ile birebir iletişime geçebildi. Böylece bol sıfırlı bedeller sayesinde yapılan iletişim çalışmalarından daha ucuz ve en az geleneksel mecralar kadar etki yaratabilecek bir pazarlama biçimi ortaya çıktı. Yapılan araştırmalara göre dünya nüfusunun 1/6 sının internet kullanabilir olması ile e-pazarlama da önemini artırırdı. Böylece markalar açısından enteraktif olabilmek ve hedef kitle ile sürekli bir iletişim halinde olabilmek de önemini artırdı. Geleneksel pazarlamada kitleye seslenerek ilerleyen iletişim bire bir hale geldi. Birçok firma tüketicinin dikkatini çekmek için internet üzerinden enteraktif iletişime geçti ve ürün ya da hizmetleri ile alakalı ya da alakasız aktiviteler sunmaya başladı. Bu aktivitelere anketler oyunlar, müzik, video ve program indirebilme gibi yenilikler ekledi web sayfalarına.

Tüm bu gelişmelere bakıldığında internetin önem kazanması ve kullanılabilirliğinin artması ile birlikte geleneksel pazarlama ve ticarette eksik halklardan biri olan tüketicide dâhil edildi sistemin içerisine. İnternetin yayılması her ne kadar hızlı olsa da dünya nüfusunun büyük bir bolümü bu teknolojiye erişememekte ya da erişse bile istemli olarak bazı sorunlardan dolayı kullanamamakta. Bu sebepten dolayı birçok alanda geleneksel yöntemlere devem edilmekte özellikle B2C kısmında. Bu nokta da e-ticaret ve e-pazarlama kadar e-tüketici de önem taşımakta. Çünkü her ne kadar internet ve elektronikleşme ile sınırlar kalkmış olsa da iletişim, üretim ve tüketim hızlanmış da olsa tüketicilerin büyük bir çoğunluğu geleneksel anlamda tüketime devam etmekte. Fakat internet ortamında yaşanan iletişim süreci geleneksel mecralara da sıçramış durumda. Örneğin artık enteraktif olarak TV üzerinden de alışveriş yapmak mümkün hale geldi hal böyle olunca e-pazarlamayı sadece internet ile sınırlamak pek de doğru bir tanım olamamak ta. Sonuç itibari ile iletişim ve bilişim sistemlerinde yaşanan gelişimler, ticaret ve pazarlamanın yapı taşlarında bazı değişiklikle sebep oldu ve bu sayede farklı alanlarda daha kolay ve ucuz hal geldi. (tüketici ve üretici açısından). Sonuç olarak internet yayılmaya devam ettiği sürece e-ticaret ve e-pazarlamayı de gelişmeye ve daha çok kullanılabilir hale gelmeye devam edecek. Belki de 90’lı yıllarda oynamaya başlayan geleneksel pazarlamanın yapı taşları bu ilerleme karşısında tamamen kırılacak.

Reklamda Gelişiyor...

Günümüzde teknolojide yaşanan gelişmeler, özellikle bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin ardından birçok sektörde zorunlu yenilenme yaşandı. İletişimde yaşanan gelişmelerde, yaşanan bu teknolojik gelişmelere elbette ki göbekten bağlı halde. Reklam sektörü de bu zorunlu gelişmelerden elbette nasibini aldı. Teknolojide yaşanan gelişmeler sayesinde yeni mecralara kavuşan iletişim sektörünün en önemli silahı gelişen internet. Bu sayede yeni bir mecraya kavuşan reklam sektörü de, internet reklamcılığı da geleneksel reklamcılığa karşı güçlü bir alternatif oldu. İnternet reklamcılığı her ne kadar sadece yeni bir mecraymış gibi dursa da geleneksel reklamcılıkla arasında bazı farklılıklar bulunmakta.
Tüketici olan bizler gün içerinde binlerce reklama ve mesaja maruz kalıyoruz. Bunlardan sadece bir kaçı uzun süre hafızamızda yer edebiliyor. Günümüzde gazete, dergi, TV, radyo, out-door gibi birçok mecra uzun süreden beri kullanılıyor. Reklam veren geleneksel bu mecralar da bir spotluk ya da bir sütunluk yer edinmek için medya ya binlerce dolar ödüyor. Fakat buna alternatif olarak internet reklamcılığı hem daha ucuz hem de hem da daha garanti. Online reklamcılık da oluşturulan datalar ile bizler ile birebir iletişime geçebilme imkanını sağlanabiliyor. Böylece tüketici iç görüsü daha kolay hesaplana biliyor ve bu durum markaların stratejik planlama kısmında bir avantaj haline gelmekte.
Online pazarlamanın bir parçası olan internet reklamcılığı ile birlikte iletişime milyon dolarlar yatıramayan birçok şirket ve markada bu şekilde şu an için sınırlıda olsa hedef kitlesine ulaşma imkanı yakaladı. Hem bu şirketler aynı zamanda uluslar arası boyut da iletişimi en kolay kitlesel mecra olan internetle seslerini kamuoyuna büyük rakamlar harcamadan ulaştırma imkânına sahip olabiliyor. Web sitelerine verdikleri reklamlar ile ya da maile kişiye özel reklamlar ile daha küçük şirketlere iletişim imkanı sağlayabiliyor. Geleneksel reklamcılık da sınırlı şekilde hedef kitleleri ile buluşabilen bu tip bir çok marka bu günlerde internette yayınlanan banner çeşitleri ile mail hedefine ulaşma şansı yakalıyor.
Geleneksel reklamcılık da sayfa ve süre kısıtlaması ile kısıtlanan reklamlar internet reklamları sayesinde uluslar arası bir çok şirketinde imajını ve mesajını yansıtma aracı haline geldi. Hikâyeleşmiş bir çok reklam filmi ile karşılaşabiliniyor şirketlerin web sayfalarında. Üstelik hedefi şaşma gibi bir imkanı da pek yok, siteyi kimin tıklayacağı belli sonuç da, mesaj istenen kişiye daha garanti yolla gidebiliyor. Örneğin; BMW’nin bu şekilde 8 dakikalık bir reklam filmi hem kendi sitesinde hem de visit4info gibi sitelerde mevcut. Reklam filminde BMW’nin hızı ve manevra kabiliyeti vurgulanırken duygusal olarak da bir mesaj veriliyor. Bu tarz reklamlar sayesinde hedef kitlesine daha uzun süreli hikayeleşmiş ve kurgulanmış reklamlar sayesinde film tadında birkaç dakika sunuyor ve aynı zamanda istenilen iletişim çalışması da yapılabiliyor. Böylesi bir imkanı geleneksel reklam ve mecralarında bulmanın pek de imkanı yok.
Her gün hızla kullanan kişi sayısı ve kullanım süresi aratan internet ile reklamda farklı bir boyut kazandı. Bu sayede markalar rollover, interstitial , floating , standart , skyscraper , prestitial , pop-up gibi banner tipleri ile internette daha ucuz daha hızlı bir şekilde hedef kitleye odaklı kesin erişim ve interaktiflik imkanı kazındı. Hızlı ve detaylı ölçüle bilir bir mecra olması sebebiylede hedef kitle ve söz konusu marka arasında iletişimi daha kolay hale getirildi. Bir çok kişinin bilgi kaynağı olarak interneti seçmesi ve internette sıklıkla vakit geçirmesi de internet reklamcılığının avantaj sağlamasına neden olmakta. Geleneksel reklamcılık da bir tek televizyon kitlelerin uzun vakit geçirdiği bir mecra fakat hedef kitleye ulaşmak ise biraz zor çünkü geniş bir kitleye seslenmekte. Yalnızca son yıllarda arta tematik kanallar ve enteraktif yayıncılık sayesinde reklam verenin önü biraz açılıyor da TV’nin kitlesi hala çok genmiş ve çok belirsiz her ne kadar izlenme oranına göre reklam kuşakları hazırlanıyor olsa bile. Oysa internet tüketici için biraz daha kontrollü bir mecra ve hangi kanala hangi reklama maruz kalabileceğini daha çok seçme imkanı sağlıyor. Şu ana kullanım oranı diğer mecralara oranla her ne kadar çok düşük de olsa her gün artan ziyaretçi grafiği umut vaat etmekte. Bu olumlu gelişmelerin ışığında reklam sektörü de olumlu yönde gelişmek de ve amacına daha kolay hizmet edebilmektedir.

Kelebek Etkisi

Etkileşimin anahtar kelimesi enteraktiflik, özellikle internet ile birlikte hayatımızın her aşamasına girdi. Elbette ki geçmişte de insanlar bir biri ile etkileşim halindeydi ve Shannel & Weaver modelinde tarif edildiği gibi iletişim denilen şey tamamen etkileşimden mahrum bir olgu değildi. Televizyonda, radyo da ve gazetede maruz kalınan çeşitli mesajlara hedef kitleden elbette belli cevaplar geliyordu. Bu da belli ölçüde enteraktifliktir. Fakat tabi ki de günümüzde ki ölçülerde her alandan ve bu kadar hızlı, mesafe dinlemeksizin olabilen bir enteraktiflik söz konusu değildi. Gelişen bilişim teknolojileri ve interneti bu durumun nedeni olarak söylemek mümkün olabilir. Bu konu hakkında bazı iletişim üstatlarının savlarından da yararlanabilmek mümkün özellikle Marshall McLuhan’ın savlarından enteraktifliği açıklamak ve örneklendirmek mümkün.
McLuhan teknolojik determinizm söylemine bakıldığında; araçları yaratan insanın hayatına yön veren şeyin yine bu araçlar olduğu ve bir icadın ya da teknolojik herhangi bir gelişmenin toplumların yaşayış şekillerini değiştirdiği ve bir başka teknolojik gelişmeye sebep olduğudur. Bunu şu şekilde örneklendirelim; Radyonun icadı insanların hayatlarını değiştirdi. Canlı olarak dünyanın bir ucundaki insandan birçok kişi haberdar olabilir sesini duyabilir hale geldi ve bu kitlesel olarak yapıldı. Daha sonrasında sadece ses ile yapılan bu iletişim görüntülü hale getirildi –ki radyodan sonra gelen bu icat görüntülü radyo olarak adlandırıldı belli bir süre-. Yine medya dışından ama hayatımızı tam anlamı ile değiştirmiş olan otomobilin icadı, yaşam alanlarının dizaynı otomobille ille değişti. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün tabi hemen hemen her yeni araç için aynı şeyleri söylemek mümkün. Bu konuyu “The Medium is The Message” söylemine bağlayacak olursak, araç mesajdır. Yani bir süre sonra ne söylediğinin değil nasıl söylediğin hangi aracı kullanarak söylediğin daha önemli hale geliyor. Araçlar hayatımızı değiştirdi ve araç mesajın kendisi oldu tıpkı internet, TV ve radyo… gibi. İlk önce radyo ile ilk ağızdan dünyanın bir ucu ile iletişime geçildi topluca. O ana kadar dış dünyadan ve yurt içinden gelişmeleri gazetelerden kitaplardan takip ederken ilk kez bir başkasının süzgecinden, kitap ve gazeteden daha az oranda geçmiş şekilde haberdar olduk. Sonrasında TV ile dünyayı duymanın ötesine geçildi görülmeye başlandı. Sonrasında ise internet özellikle 90lı yıllar itibari ile iletişimi farklı boyutlara taşıdı. Bilişim teknolojilerinin bu atağı ile enteraktiflik karamı hayatımıza girmeye başladı. McLuhan’ın 60’larda söylediği “Gloabal Village”nin üyeleri oldu insanoğlu. Şimdi ise dünya ya bakıldığında her alanda sınırların kalktığını söylemek mümkün hale geldi. Kültürler, kişiler, şirketler etkileşim halinde.
Küreselleşme serüveninde medya en güçlü silah. İstediğin anda istediğin toplulukla hatta birebir dünyanın bir ucunda ki bir diğer kişi ile etkileşime geçmek mümkün. Bu haberdar olma ile müdahale etme görüş belirtme dürtüsü hızlandı ve insanlar artık düşündüklerini söyler görüşlerini anında belirtebilir hale geldi. Bunun için tabi internet büyük bir güç fakat diğer iletişim teknolojileri de buna olanak sağlıyor. Enteraktif medya, enteraktif pazarlama, enteraktif çalışma, enteraktif eğitim gibi başı enteraktiflikle başlayan birçok olgunun sahibiyiz artık. Bu konuya şirketler, markalar ve pazarlama açsından baktığımızda. Mcluhan’ın da dediği gibi bir değişim bir başka değişime sebep oldu herhangi bir şeyin yaşam koşullarını değiştirdi. Çünkü bundan 10 yıl öncesine baktığımızda, daha internet bu kadar kullanılmazken ve markaların hayatına bu kadar girmemişken, pazarlama şekli oldukça farklıydı hatta birçok kategoride 4P de duruyordu. Fakat bu gün baktığımızda, tüketici ile birebir iletişime geçmemiş, enteraktif bir Web sayfasının sahibi olmayan ya da her hangi bir şekilde tüketiciyi bir olayın içine dâhil etmeyen bir şirketin markasının ne gibi bir önemi olur. Bu gün dünyanın bir ucunda ki bir markaya müdahale edebilir halde tüketici. Kendi istediği gibi bir jean ya da ayakkabı yaratmasında hiçbir mani yok. Bir reklam filmini kendin çekip gönderebiliyorsun bunun için o marka kendi sitesinde nasıl yapılacağını adım, adım anlatabiliyorsun (Ruffels ve Dove gibi). Kendileri ile alakalı ya da değil her marka web sitesinde enteraktif aktiviteler oluşturuyor ve bu şekilde bağ kurmaya çalışıyor. Televizyon ve radyo herkesi SMS yolu ile internet ise mail ile çağırıyor. Sanatçılar çekecekleri klipi hangi şarkıya çekeceklerini internette mail yolu ile ya da TV ve Radyodan duyurup SMS yolu ile karar verebiliyor. Önümüzde ki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kim aday olsun diye internette anketler yapılıyor. Hal böyle olunca iletişim daha ucuz bir hale geliyor markalar için. Şu anda internet potansiyeli yüksek ve hızla büyüyen bir medya ve reklâm için iletişim için, enteraktif olmak için en ideal mecra. Tek bir reklâm bandı ile ya da yapılan bir anketle dünyanın bir çok noktasına ulaşmak için bulunmaz bir avantaj, özellikle büyük evrensel şirketler için.
Sonuç olarak enteraktif kavramı hayatın büyük bir köşesinde kendine büyük bir yaşam alanı yarattı ve misafiri çok. Bilişim teknolojileri sayesinde ve özellikle internet sayesinde “kelebek etkisi” denen söylem görsel anlamda neredeyse gerçek hale geldi. Etkileşim arttı sınırlar eridi ve insanlar artık oturdukları yerden etkileşime geçebiliyorlar. Bir noktada olan bir olay bir gelişme başka bir noktada başka bir gelişmeye sebep olabiliyor. Günde binlerce mesaja maruz kalıyoruz isteyerek yada istemeyerek ve belli bir oranda bir çoğu ile enteraktif olarak iletişime geçebiliyoruz. Bu durum gösteriyor ki “enteraktif” kelimesi daha birçok kelimenin başına eklenecek en gözde sıfatlardan biri haline gelecek ve her alanda daha da etkileşimli günler herkesi bekliyor olacak.

Ekonomide "YENİ" Modası

Son yıllarda, yaşamının her anında karşılaştığımız bir sıfat olan “ Yeni” yada daha küresel adlandıracak olursak “ New”, birkaç zamandır, ekonomi ve jenerasyon kelimesinin başında da karşımıza çıkıyor. Bu kavramlar gelişen değişen ve birleşen dünyanın içinde mi yer alıyor? Yoksa bu kavramlar mı dünyayı içinde barındırıyor? Yeni neslin önemini fark etmemiş, yeni ekonomiye ayak uyduramamış kişi ya da kuruluşlar hatta ulusların bir şansı var mı? İşte bu sorularda yeni, çünkü zaman bunu emretti. Devir değişiyor öyle değil mi?
Beyin gücünü yavaş yavaş keşfediyor insanoğlu, en azından keşfediyor ya keşfetmeseydi. Büyük olasılıkla abaküs ile işlem yapmak bile bizim için bir hayal olabilirdi. Allah'tan içersinde atalarımız aydınlanmaya başladı ve belli kırılma noktaları yaşadı –ki bu zamanı otoriteler ve tarih akıl çağı olarak açıklar-. Ağır bir sindirim sistemi ile yola çıkan beynin gücünü keşfetme serüveninde bu beyin gücünün yararı da zararı da görüldü elbette. Fakat tabi ki de konuyu dağıtım şimdi kanlı olaylardan bahsetmek şu an için yersiz olur diye düşünüyorum. Gelişerek devam eden ve bu gün ekonomide de yankılarını gördüğümüz siteme geçmeden önce gelişmeleri bir yâd edecek olursak. Öncelikle makineler hayatımıza girdi ve dönemin insanlarının yaşam çalışma sisteminden, yaşam sitili ve alanına kadar her şeyi değiştirdi. Ve makineleşme ile insan hayatının içine birçok yeni kavram girmeye başladı. Örneğin kitle üretim kelimesi, aslına bakarsanız kitle kelimesi bu günkü durumumuzun en büyük nedenidir. İletişimde yaşanan yenilikler ve gelişimler kitleyi ön plana çıkardı. Yavaş yavaş ortak bir yaşam alanı, ortak zevkler ve beğeniler yaratılmaya çalışıldı. Bir birini tanımayan birçok kişi aynı mesajı aldı, aynı ürünü tüketti. İletişimle güçlenen bu kitle zihniyeti, üretimde insanları dur durak bilmeyen bir tüketime yöneltti. Tabi hem teknolojik hem ekonomik yaşanan gelişmeler ülkelerin ekonomilerini, hatta sınırlarını değiştirmeye başladı. Kitle bilincini edinmiş olan kişiler, kuruluşlar hatta devletler yollarına devam ederken diğerleri ise kaderi ile baş başa kalmak zorunda kaldı.
İnsanların ortaklaşması, farklı kültürlerle tanışması işte bu “kitle” kavramının bir armağanıdır. Yani günümüzde her alanda yaşanan küreselleşme ile bir hayli ilgili anlayacağız. Önce makineler bu kitleye hükmetmeye başladı fakat bu da artık dönemini tamamladı. Şimdilerde ise bu makinelerin mimarı olan insan beyni gücü her alana hükmeder hale geldi. Bu sebepledir ki nihayetinde bilgisayar ile birlik de 1969 da ilk kez Peter Druker’in “Enformasyon Ekonomisi” adı verilen sürece girildi. Bilgi ve verilerin depolanmaya başlaması “ Yeni Ekonomi” döneminin temeli oldu. Zaman içerisinde bilgisayarlar arası ağ ile network sistemi ekonomiye yön veren materyal halini aldı. Sanayi devriminden sonra öne çıkan makine karşısında geriye düşen insan, sanayi devriminden önce ellerinin arasında tuttuğu ekonomiyi internet ile birlikte parmaklarının ucuna taşıdı. Sınırlar yıkılmaya başladı. Yani Mcluhan’ın ön gördüğü gibi “Global Viallage” neredeyse gerçek oldu. Bu yeni durum sebebi ile bilişim teknolojisine dayalı ekonomi ile zenginlikler el değiştirmeye başladı. Sisteme ayak uyduramıyorsan, büyüyemiyorsan sistemin seni geri itmesi kaçınılmaz hale geldi.
Bu günün şartlarında yüzünü hiç görmediğiniz ortaklarınızla, bir fabrikanız olmadan sipariş üzerine üretim yapabilmeniz ve ürettiğinizi satabilmeniz mümkün. Bununla birlikte hiç gitmediğiniz bir ülkeden çalışanınızın olması, maliyettin en ucuz olduğu yerden rahatlıkla üretim yapabiliyor olmak hayal değil. İnternetten, dokunmadan, denemeden bir ürün satın almak ya da kendi hayalinde ki bir ayakkabıyı tasarlayıp sipariş vermek oldukça doğal. Kalite ve ucuzluk bir arada düşünülemezken bu gün bu iki kavramı yan yana görmek mümkün. Nitekim bu ve benzer ihtiyaçları tüketiciye sunmayan üreticiler zaten yerinde saymaya ya da yok olmaya mahkûm olmak zorunda kalıyor.
Böylesine hızlı ve geniş bir sistem içerisinde yönetim mekanizmaları da haliyle değişiyor. Öncesinde hiyerarşik bir sitem ile tepeden yapılan yönetimler, network sisteminde geçerliliğini yitirmiş durumda. Bunun yerine her birimin kendi içerisinde oluşturduğu küçük yönetim mekanizmaları ile suya atılan taşın halka halka açılması tarzı bir yönetim sistemi makbul olan sistem halini aldı.
20yy da “kitle” kavramının yayılmasına yardımcı olan ve pazarlama ve reklam da önemli bir rolle sahip olan gazete, radyo ve özellikle televizyon yeni ekonomik sistem içerisinde önemini yitirmeye başladı. Özellikle internetin evlere ulaşmasının, tüketiciye ulaşmanın giderek kolaylaştığı hatta birebir iletişme geçildiği bir süreç yaşanıyor bu günlerde. İnternetin bu artan tanıtım potansiyelinin televizyonun tahtını sallamaya başladığını söylemek mümkün. Çünkü internet üzerinden yapılan satışlarla penetrasyon kavramı sarsılmaya başladı. Yani internet rafların en büyük rakibi oldu. Örneğin; yemeksepeti.com ile birçok restauranta tek bir adresten ulaşmak mümkün. Artık dışarıda çıkmadan sadece banka hesap numaranı girerek hayatını sürdürmek ya da evden dışarıda çıkmadan para harcamak kadar para kazanmak da mümkün demek yanlış olmaz sanırımİşte bu sebeplerden dolayı bir çok köklü ve eski şirket yönetim şeklini ve anlayışını değiştirmek zorunda kaldı. Değiştiremeyenler ise şimdi nerelerde tahmin etmek pek zor olmasa gerek. İşte ülkeler arası, şirketler ve kişiler arası güç dengeleri bu şekilde değişim gösterir oldu.
Güç üretim araçlarına sahip olandayken bu enformasyonu kullanabilene geçti. Fakat bunu bir kilometre taşı olarak düşünecek olursak geçmişte sanayileşmeye ayak uydurabilen devletler ve de şirketler kronolojik sıraya göre düşünüldüğünde, bu gün bilişim sistemine daha kolay ayak uydurma ihtimali daha yüksek. Bu durum ise eşitsizliğin farklı boyutlara taşınmasına sebep olabilmektedir. Bence bu eşitsizliğin ortadan kalması için geride kalan devletlerin, şirketlerin mevcut elamanla koşarak yetişmeye çalışmak yerine, yeni jenerasyona yatırım yapmaları ve sistemin ortasına dalarak entegre olmayı denemeleri gelişimleri açısından daha uygun olacaktır. Çünkü bu sistem içerisinde yetişmiş olan ve bu sistem içerisine doğan çocuklara yatırım yaparak gelişimini tamamlamış ve yeni ekonomiye ayak uyduranlara yetişmeleri mümkün olacaktır.
Bu durumdan çıkarılacak sonuç ise “yeni ekonomi” döneminin dünya ekonomisinde bir sanayi devrimi kadar etkili bir dönüm noktası olduğudur. Bunun için “yeni ve x jenerasyon”un en iyi malzeme olduğu unutulmamalıdır. Bu sistemin günümüz dünyasın temellerini oluşturmaktadır.. Bu durum içerisinde şirketlere düşen ise farklılaşmak ve yenilikçi olmak, tüketici odaklı tüketici ile etkileşim içinde çalışmak. Bununla birlikte çalışanlarının sürekli bilgilerinin yenilendiği ve öğrenmeye devam etti, sürekli olarak gelişimin devem ettiği ve genel, tek merkezden yönetim yerine, daha fazla söz hakkı tanıyan ve birim sistemi ile çalışmak. En önemlisi ise gelişen bu bilişim sistemlerinin yanında bu sistemden anlayan, bu sistemin içine doğmuş gençlere; geride kalmamak ve yeniliklere kolay uyum sağlamak adına fırsat yaratmaktır.