10 Haziran 2007 Pazar

Ekonomide "YENİ" Modası

Son yıllarda, yaşamının her anında karşılaştığımız bir sıfat olan “ Yeni” yada daha küresel adlandıracak olursak “ New”, birkaç zamandır, ekonomi ve jenerasyon kelimesinin başında da karşımıza çıkıyor. Bu kavramlar gelişen değişen ve birleşen dünyanın içinde mi yer alıyor? Yoksa bu kavramlar mı dünyayı içinde barındırıyor? Yeni neslin önemini fark etmemiş, yeni ekonomiye ayak uyduramamış kişi ya da kuruluşlar hatta ulusların bir şansı var mı? İşte bu sorularda yeni, çünkü zaman bunu emretti. Devir değişiyor öyle değil mi?
Beyin gücünü yavaş yavaş keşfediyor insanoğlu, en azından keşfediyor ya keşfetmeseydi. Büyük olasılıkla abaküs ile işlem yapmak bile bizim için bir hayal olabilirdi. Allah'tan içersinde atalarımız aydınlanmaya başladı ve belli kırılma noktaları yaşadı –ki bu zamanı otoriteler ve tarih akıl çağı olarak açıklar-. Ağır bir sindirim sistemi ile yola çıkan beynin gücünü keşfetme serüveninde bu beyin gücünün yararı da zararı da görüldü elbette. Fakat tabi ki de konuyu dağıtım şimdi kanlı olaylardan bahsetmek şu an için yersiz olur diye düşünüyorum. Gelişerek devam eden ve bu gün ekonomide de yankılarını gördüğümüz siteme geçmeden önce gelişmeleri bir yâd edecek olursak. Öncelikle makineler hayatımıza girdi ve dönemin insanlarının yaşam çalışma sisteminden, yaşam sitili ve alanına kadar her şeyi değiştirdi. Ve makineleşme ile insan hayatının içine birçok yeni kavram girmeye başladı. Örneğin kitle üretim kelimesi, aslına bakarsanız kitle kelimesi bu günkü durumumuzun en büyük nedenidir. İletişimde yaşanan yenilikler ve gelişimler kitleyi ön plana çıkardı. Yavaş yavaş ortak bir yaşam alanı, ortak zevkler ve beğeniler yaratılmaya çalışıldı. Bir birini tanımayan birçok kişi aynı mesajı aldı, aynı ürünü tüketti. İletişimle güçlenen bu kitle zihniyeti, üretimde insanları dur durak bilmeyen bir tüketime yöneltti. Tabi hem teknolojik hem ekonomik yaşanan gelişmeler ülkelerin ekonomilerini, hatta sınırlarını değiştirmeye başladı. Kitle bilincini edinmiş olan kişiler, kuruluşlar hatta devletler yollarına devam ederken diğerleri ise kaderi ile baş başa kalmak zorunda kaldı.
İnsanların ortaklaşması, farklı kültürlerle tanışması işte bu “kitle” kavramının bir armağanıdır. Yani günümüzde her alanda yaşanan küreselleşme ile bir hayli ilgili anlayacağız. Önce makineler bu kitleye hükmetmeye başladı fakat bu da artık dönemini tamamladı. Şimdilerde ise bu makinelerin mimarı olan insan beyni gücü her alana hükmeder hale geldi. Bu sebepledir ki nihayetinde bilgisayar ile birlik de 1969 da ilk kez Peter Druker’in “Enformasyon Ekonomisi” adı verilen sürece girildi. Bilgi ve verilerin depolanmaya başlaması “ Yeni Ekonomi” döneminin temeli oldu. Zaman içerisinde bilgisayarlar arası ağ ile network sistemi ekonomiye yön veren materyal halini aldı. Sanayi devriminden sonra öne çıkan makine karşısında geriye düşen insan, sanayi devriminden önce ellerinin arasında tuttuğu ekonomiyi internet ile birlikte parmaklarının ucuna taşıdı. Sınırlar yıkılmaya başladı. Yani Mcluhan’ın ön gördüğü gibi “Global Viallage” neredeyse gerçek oldu. Bu yeni durum sebebi ile bilişim teknolojisine dayalı ekonomi ile zenginlikler el değiştirmeye başladı. Sisteme ayak uyduramıyorsan, büyüyemiyorsan sistemin seni geri itmesi kaçınılmaz hale geldi.
Bu günün şartlarında yüzünü hiç görmediğiniz ortaklarınızla, bir fabrikanız olmadan sipariş üzerine üretim yapabilmeniz ve ürettiğinizi satabilmeniz mümkün. Bununla birlikte hiç gitmediğiniz bir ülkeden çalışanınızın olması, maliyettin en ucuz olduğu yerden rahatlıkla üretim yapabiliyor olmak hayal değil. İnternetten, dokunmadan, denemeden bir ürün satın almak ya da kendi hayalinde ki bir ayakkabıyı tasarlayıp sipariş vermek oldukça doğal. Kalite ve ucuzluk bir arada düşünülemezken bu gün bu iki kavramı yan yana görmek mümkün. Nitekim bu ve benzer ihtiyaçları tüketiciye sunmayan üreticiler zaten yerinde saymaya ya da yok olmaya mahkûm olmak zorunda kalıyor.
Böylesine hızlı ve geniş bir sistem içerisinde yönetim mekanizmaları da haliyle değişiyor. Öncesinde hiyerarşik bir sitem ile tepeden yapılan yönetimler, network sisteminde geçerliliğini yitirmiş durumda. Bunun yerine her birimin kendi içerisinde oluşturduğu küçük yönetim mekanizmaları ile suya atılan taşın halka halka açılması tarzı bir yönetim sistemi makbul olan sistem halini aldı.
20yy da “kitle” kavramının yayılmasına yardımcı olan ve pazarlama ve reklam da önemli bir rolle sahip olan gazete, radyo ve özellikle televizyon yeni ekonomik sistem içerisinde önemini yitirmeye başladı. Özellikle internetin evlere ulaşmasının, tüketiciye ulaşmanın giderek kolaylaştığı hatta birebir iletişme geçildiği bir süreç yaşanıyor bu günlerde. İnternetin bu artan tanıtım potansiyelinin televizyonun tahtını sallamaya başladığını söylemek mümkün. Çünkü internet üzerinden yapılan satışlarla penetrasyon kavramı sarsılmaya başladı. Yani internet rafların en büyük rakibi oldu. Örneğin; yemeksepeti.com ile birçok restauranta tek bir adresten ulaşmak mümkün. Artık dışarıda çıkmadan sadece banka hesap numaranı girerek hayatını sürdürmek ya da evden dışarıda çıkmadan para harcamak kadar para kazanmak da mümkün demek yanlış olmaz sanırımİşte bu sebeplerden dolayı bir çok köklü ve eski şirket yönetim şeklini ve anlayışını değiştirmek zorunda kaldı. Değiştiremeyenler ise şimdi nerelerde tahmin etmek pek zor olmasa gerek. İşte ülkeler arası, şirketler ve kişiler arası güç dengeleri bu şekilde değişim gösterir oldu.
Güç üretim araçlarına sahip olandayken bu enformasyonu kullanabilene geçti. Fakat bunu bir kilometre taşı olarak düşünecek olursak geçmişte sanayileşmeye ayak uydurabilen devletler ve de şirketler kronolojik sıraya göre düşünüldüğünde, bu gün bilişim sistemine daha kolay ayak uydurma ihtimali daha yüksek. Bu durum ise eşitsizliğin farklı boyutlara taşınmasına sebep olabilmektedir. Bence bu eşitsizliğin ortadan kalması için geride kalan devletlerin, şirketlerin mevcut elamanla koşarak yetişmeye çalışmak yerine, yeni jenerasyona yatırım yapmaları ve sistemin ortasına dalarak entegre olmayı denemeleri gelişimleri açısından daha uygun olacaktır. Çünkü bu sistem içerisinde yetişmiş olan ve bu sistem içerisine doğan çocuklara yatırım yaparak gelişimini tamamlamış ve yeni ekonomiye ayak uyduranlara yetişmeleri mümkün olacaktır.
Bu durumdan çıkarılacak sonuç ise “yeni ekonomi” döneminin dünya ekonomisinde bir sanayi devrimi kadar etkili bir dönüm noktası olduğudur. Bunun için “yeni ve x jenerasyon”un en iyi malzeme olduğu unutulmamalıdır. Bu sistemin günümüz dünyasın temellerini oluşturmaktadır.. Bu durum içerisinde şirketlere düşen ise farklılaşmak ve yenilikçi olmak, tüketici odaklı tüketici ile etkileşim içinde çalışmak. Bununla birlikte çalışanlarının sürekli bilgilerinin yenilendiği ve öğrenmeye devam etti, sürekli olarak gelişimin devem ettiği ve genel, tek merkezden yönetim yerine, daha fazla söz hakkı tanıyan ve birim sistemi ile çalışmak. En önemlisi ise gelişen bu bilişim sistemlerinin yanında bu sistemden anlayan, bu sistemin içine doğmuş gençlere; geride kalmamak ve yeniliklere kolay uyum sağlamak adına fırsat yaratmaktır.

Hiç yorum yok: